11 Aralık 2012 Salı

Yeni Yıl Neşesi =)

Her yılbaşı yaklaştığında dergilerde, gazetelerde, bloglarda,  kısacası her yerde ve herkesde bir telaş başlıyor...

Bu telaş yalnızca yılbaşına nerede girsem, ne giysem, kimlerle kutlasam telaşı değil tabii ki.



Daha ziyade bu yıl neler yaptım, ihtiyaçlarımı karşılayabildim mi? Önümüzdeki yıl hayatımda nelerin olmasını veya nelerin değişmesini istiyorum şeklinde bir iç hesaplaşma olarak düşünülebilir...

İşte bu planları kendim için de yaparken, son haftalarda gerek Reiki gerekse Gestalt Terapi yaklaşımından öğrendiğim bilgileri sizinle de paylaşmak ve güle oynaya nasıl isteklerinizi gerçekleştirebileceğinizi aktarmak istedim.

Herşeyden önce lütfen şu bütünü aklımızdan çıkartmayalım ve bu olguyu içimize alarak, hakikaten benimsemeye çalışalım:

Düşünceleriniz pozitif olsun, çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur
Sözleriniz pozitif olsun, çünkü sözleriniz davranışlarınız olur
Davranışlarınız pozitif olsun, çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur
Alışkanlıklarınız pozitif olsun, çünkü alışkanlarınız değeriniz olur
Değerleriniz pozitif olsun, çünkü değerleriniz kaderiniz olur...

O yüzden gerek bu yazıyı okumaya başlarken, gerekse gelecek planlarınızı, ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi belirlerken olabildiğince olumlu, iyi niyetli, kendinize güvenli ve "tabii ki olabilir" diyerek başlayın. Eğer şu anda bu ruh halinde değilseniz hemen sizi bu ruh haline sokacak (deyim yerindeyse gaza getirecek) müziğinizi açın =)

Eğer tüm bunları hallettiysek, okumaya devam edip sıradaki maddelere ve yeni yıl hayat planı çalışmamıza beraberce geçelim.

Yeni Yıl Hayat Planı Çalışmasında Yapılması Gerekenler:

1) Yaşasın Yeni Yıl .....'sı! 

Yaşasın Yeni Yıl Yogası
Yaşasın Yeni Yıl Reikisi
Yaşasın Yeni Yıl Kitabı
Yaşasın Yeni Yıl Spa'sı

Diye listemiz uzayabilir... Şimdi bunlar da ne diyenlere hemen cevap geliyor...

Yeni yıl gelmeden önce veya yeni yıl geldikten hemen kısa bir süre içinde (ilk bir haftası olabilir) kendinize iyi gelecek bir şeyler yapın. Ama yalnızca kendinize verdiğiniz bir armağan olsun bu. Eşinize, çocuğunuza, annenize veya babanıza bundan ayrı olarak ne yapmak istiyorsanız, gene yaparsınız. Ancak bu sefer tamamen kendinize odaklanın. Hayatınız boyunca hep denemek istediğiniz ama sürekli olarak "vaktim yok", "param yok" veya "konu komşu ne der" baskısı altında kalarak ertelediğiniz birşeyler mutlaka ki vardır! Bunları düşünün ve gerçekten yapmak istediğiniz şeylerin bir listesini çıkartın. Ve bu listede en ağır basanları, başka hiç bir şey düşünmeden yapmaya kendi kendinze bir söz verin. Ama 3 ay sonra yaparım, 5 ay sonra başvururum demeyin! Hemen şimdi, gidin ne yapmak istiyorsanız aksiyon alın. Bir elişi kursu mu? Hemen şimdi araştırın ve kaydolun. Vücudunuz çok mu gergin, iyi bir hamam ve masaj sefasına mı ihtiyacınız var? Hemen arayın ve güvendiğiniz bir yerden randevu alın!

Çok büyük, çok komplike istekler olmak zorunda değil bunlar. Sadece gerçekten çok istediğiniz ve size gerçekten iyi geleceğine inandığınız şeyler olsun yeter...

Çünkü hayatımızda hep ufak olduğunu düşündüğümüz, ve nasılsa "... olunca yaparım" diye tamamladığımız isteklerimizi erteleme eğilimindeyizdir. Ve hep ertelediğimiz bu istekleri çok nadiren gerçekleştirmeyi başarabiliriz. O yüzden sakın, sakın ama sakın ertelemeyin! Unutmayın, bir gün gelecek hepimizin bir şekilde vadesi dolacak. Ve o zaman geldiğinde "keşke daha çok para kazansaydım" "keşke bir ev daha almış olsaydım" diye düşünmeyeceğiz. Aksine desek desek; "keşke ...'yı kırmasaydım", "keşke sevdiğim işi yapsaydım", "keşke bana dayatılan şeyler yerine, hayallerimin peşinden gitseydim" gibi duygulara ve değerlere dayalı şeyler için keşkeleyeceğiz.

O yüzden hiç bir şeyi gerçekten zorda kalmadıkça ertelemeyi huy olarak edinmeyin.

2) 3 Çarpı 20'nin Kaç Olduğunu Düşünmeyin!

Şimdi size desem ki...

3 Çarpı 20'nin kaç ettiğini düşünmeyin...
Türkiye'nin başkenti'nin neresi olduğunu kafanıza takmayın...

Otomatikman beyniniz ben cümlemi tamamlamadan 3 ile 20'yi çarpar ve bir köşesinde 60'ı tutar.
Aynı şekilde Türkiye'nin başkenti Ankara'dır der, ve bir kenara yazar...

Yani siz beyninize çoktan o mesajı vermişsinizdir bile.

Bunun aynı şekilde olumsuz kelimeler içinde geçerli olduğunu sakın unutmayın. Örneğin bir konuda düşünürken veya fikrinizi kelimelere dökerken olumsuz kelimeler yerine her zaman olumlu kelimeleri tercih edin.

Örneğin;
"bana bağır-ma!" yerine, "benimle daha alçak sesle konuşur musun?"
"beni aldat-maz" yerine, "bana her zaman sadıktır"
"buralar ne kadar pis!" yerine, "şuralar bir pırıl pırıl olsa" gibisinden listemizi uzatabiliriz.

Kullandığınız kelimeler ile 2013'de hayatınızı değiştirmek sizin elinizde :)

3) Neden Sorusunu Terk Edin.

Geçmişte yaşadığınız olaylar ve deneyimlerinizi düşündüğünüzde kendinize "neden böyle yapmıştım?", "neden beni o okula gönderdiler?" gibi sorular sormayı bırakın. Çünkü neden sorusunun cevapları her zaman geçmişinizde yaşanan spesifik olaylarda saklıdır. Ve bu soruların cevaplarını bulsanız bile, geçmişte yaşanan bir olayı değiştiremeyeceğiniz için, geçmişten gelen "tamamlanmamış işlerinizin" arttığını hissedebilirsiniz.

Neden sorusu yerine, "ne zaman kıskançlık yapıyorum?", "hangi durumlarda öfkeme yenik düşüyorum?" soruları ile bir çalışma yapabilirsiniz. Bu sorulara cevap olan durumları belirlediğiniz ve davranışlarınızla barıştığınız zaman; artık kendinizi çok daha rahat kontrol edebildiğinizi göreceksiniz.

Diyelim ki çok kıskanç birisiniz, ve yerli yersiz yaptığınız kıskançlıklar sizin enerjinizi düşürüyor. Veya titizlik hastası bir insansınız, durmadan evinizi, bulunduğunuz ortamı tertemiz görmek istiyorsunuz... Şimdi bu duygularınızın özellikle tavan yaptığı anları, bu anlara sizi sürükleyen olayları ve çevreyle temas şekillerinizi kendinize samimi olarak bir itiraf edin, düşünün bakalım. Daha sonra da, kendinizi severek ve olduğunuz gibi kabullenerek (kendinizi yargılamadan) "Evet köşeye sıkışmış hissettiğimde böyle yapıyorum demek." diye içsel itiraflarınızı yapın. Keşfettiğiniz ve değiştirmek istediğiniz bu davranışlarınızın oluşmasına sebep olan olaylara benzer durumları yaşadığınızda artık her şeyi biliyor olacaksınız. Bir daha ki sefere belki alıştığınız tepkileri vermek yerine; "İşte gene aynı duygu çıktı ortaya, gene kendimi köşeye sıkışmış hissediyorum. Durup bir sakinleşmeyi ve daha önce yaptığım gibi ani tepkiler vermemeyi seçiyorum" diyebilirsiniz.

Eğer verdiğiniz ani tepkilerden ve anlık öfkenize yenik düşmekten şikayetçiyseniz o zaman Buda'nın şu hikayesi belki sizin ilginizi çekebilir:

"Bir kişi iki şekilde yaşayabilir: çeperinden yaşayabilir veya merkezinden yaşayabilir. Çeper egoya aittir ve merkez ise varlığa aittir. Egondan yaşıyorsan her zaman diğeriyle ilişkili olarak yaşıyorsun. Çeper diğeriyle ilgilidir.

Her ne yaşıyorsan yaşa hiçbirisi bir eylem değildir, her zaman bir tepkidir; sana yapılmış olan bir şeye karşılık yapıyorsun. Çeperden hiçbir eylem yoktur, hepsi bir tepkidir; merkezinden hiçbir şey gelmez. Bir anlamda sen koşulların kölesisin. Sen hiçbir şey yapmıyorsun; daha çok bunu yapmak zorunda bırakılıyorsun. Merkezden yaşamda ise bu durum tamamen değişir. Merkezden eyleme geçmeye başlarsın; ilk kez bir rela-ta olarak değil, kendi doğrularınla var olmaya başlarsın. 

Buda bir köyden geçiyor. Bazı insanlar kızgınlar, onun öğretilerinin fazlasıyla karşısındalar. Onu taciz ediyorlar, ona hakaret ediyorlar. Buda sessizce onları dinler ve der ki: "Bitirdiyseniz izin verin de devam edeydim. Bir sonraki köye ulaşmam gerekiyor ve beni bekliyor olacaklar. Eğer zihninizin köşesinde bir şeyler hâlâ varsa, geri dönüp bu yol üzerinden geçerken bitirebilirsiniz."

Onlar da der ki: "Seni taciz ettik, sana hakaret ettik, bize bir şey söylemeyecek misin?" Buda şöyle der: "Asla şu an tepki vermem. Ne yaptığınız sizi ilgilendirir; asla şu an tepki vermem, beni bir şey yapmaya zorlayamazsınız. Beni taciz edebilirsiniz; bu size kalmış. Ben bir köle değilim. Ben özgür bir adam haline geldim. Ben merkezimden hareket ederim, çeperimden değil ve sizin tacizleriniz sadece benim çeperime dokunabilir, merkezime değil. Merkezim dokunulmadan kalır." - Osho

Belki bir Buda kadar olmak günümüzde size çok zor görünüyor olabilir, ama elimizden gelenin en iyisi her zaman olabiliriz. Değil mi? 

O yüzden yeni yıl hedeflerinizi koyarken, planlarınızı yaparken mutlaka kendinizi keşfetmeyi, kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeyi ve bu haliniz ile kendinizi sevmeyi lütfen ihmal etmeyin. 


Şimdiden tüm dileklerinizin 2013'de de gerçekleşmesi dileklerimle, (: Mutlu Yıllar! :)

Merve

Hiç yorum yok: