12 Şubat 2011 Cumartesi

İş Dünyası'nda Ali Sabancı

Bugün Nilüfer Gözütok tarafından Ali Sabancı ile yapılan bir röportajı okudum. Keyifle okuduğum röportajında son yıllarda girişimcilikte çizdiği farklı profille ön planda olan Ali Sabancı; fırsatlara bakış açısını, değerlendirme kriterlerini ve odaklandığı işleri anlatıyor.

Sizler için röportajdan bazı kesitler...

Ali Sabancı Kimdir?

5 yıl önce Sabancı Holding'den ayrılarak kendi hikayesini yazma kararı alan Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, 10 yaşında olta satarak başladığı girişimcilik macerasını, Avrupa'nın 7'nci, dünyanın 17'nci büyük havacılık yatırımcısı olarak devam ettiriyor.

İş Hayatına 10 Yaşında Başladı...

"10 yaşımda olta satarak işe başladım. Yeniköy'de köşkümüzün önünde oltaları, çaparileri yapar, satardım. Vadeli mal satmayı orada öğrendim. Adamın biri, 'Bunu alayım gelecek hafta ödeyeyim' dedi. Eve geldim babama söyledim. 'Ya getirmezse' dedi. Bir hafta sonra para geldi. Babam 'ders alayım' diye getirmemesini çok istemiş."

Kendini Nasıl Bir Girişimci Olarak Görüyor?

Karar almasını değil, alınan kararları teyit etmeyi seviyorum. En iyi meziyetim, doğru ekiple çalışmak ve onlara yetki vermek. İşin içine egomu sokmuyorum. Bana göre girişimci olmak için gereken en önemli faktörlerden biri, yatırım yaptığınız şirketin senden daha önde gidebilmesine izin vermek. Doğru ekibi kurup kimyayı tutturduğun zaman önünde durmayacaksın.

Türkiye'de sandalye egosu çok yoğun. Bir evvelki dünyamda, yani Sabancı'da çektiğim en büyük sıkıntılardan biri buydu. Bir sürü patronum vardı ve bu patronlarımın geneli emekliye ayrılsa; ertesi gün ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Çünkü hayatları işti.

Bu çok olumlu bir şey değil, hayatın iş olması yetmiyor. İşi yapabilmek için dünyanın farkında olmak lazım. Seyahat etmek, şarabı bilmek, resmi bilmek, network oluşturabilmek gerekiyor. Beni bıraksalar, ertesi gün ne yapacağımı biliyorum, çünkü hobilerim var.

Birlikte Çalıştığı Ekiple Nasıl Bir İletişimi Var?

Ben içimde fazla birşey tutamam, ekibimdeki arkadaşlarımla kavga da ederiz. "Sen bana bunu dedin, hoşuma gitmedi kardeşim" derim. Aynı şekilde onlar da bana der. Şeffaf olmak çok önemli. Şeffaflıktan kastım, işlerin nasıl gittiğiyle ilgili insanların da farkında olduğu bir ortam yaratmak. Benim girişimciliğim de bana göre bundan ibaret.

Riske Bakış Açısı Nedir?

En kötü ihtimalle 'ne kaybederiz' diyerek yola çıkıyorum. Şirket olarak finansal ve moral açısından kaybedeceğimizi hazmedebilir miyiz, edemez miyiz? 3 yıl evvel Sabiha Gökçen'e uçak indiğinde gürültü kopmuştu. Şimdi baktığımızda bu bir girişimcilik örneği. Oysa o zaman büyük bir riskti. İyi olduğu zaman adı girişmcilik oluyor. Dolayısıyla neyi risk aldığın da önemli.

Hiç Başaramayıp Çıktığınız İşler Oldu mu?

Organik işine girdik ve anladık ki bunun Türkiye'deki pazarı, ihracat dahil 50 milyon dolar. Onun için o işten çıktık. Böyle meziyetlerimi de var. Olmuyorsa zorlamayacaksın.


2 Şubat 2011 Çarşamba

Erkekler Ne İster ?

Kadınlarınmodası ekibi olarak kadın-erkek ilişkilerini masa yatırıyoruz. Ve siz değerli okuyucularımız için "Kozmopolit Erkekler Kadınlardan Neler İstiyor?" onu araştırıyoruz.

Bu amaçla, ilk roportajımızı bugün gerçekleştirdik...

Araştırma köşemizin konukları çok değerli iki kardeş;
Semih Bulut: 26 Yaşında, Bankacı ve İstanbul'da yaşıyor
Ahmet Bulut: 33 Yaşında, Akademisyen ve İstanbul'da yaşıyor


İşte Sizler İçin Hazırladığımız Anketimiz ve Cevapları

1) Bir kadında en çekici bulduğunuz şey?

S.B (Semih Bulut): Gözler ve dik duruş.

A.B (Ahmet Bulut): Bir kadın gerçekten isteyerek ve bunun değerini hissederek bir erkeğe teslim oluyorsa, bu benim için en değerli şeydir. Bunu pasif olmak şeklinde değerlendirmeyin. Bu teslimiyet gerçek bir inanç göstergesidir. Aynı zamanda da alçakgönüllülük ve saygı. Bunlar bir kadında en çekici bulduğum şeyler.

2) Bir kadında en itici bulduğunuz şey?

S.B: Erkeksi davranışlar. Ayrıca gevezelik ederek komik olduğunu zanneden bayanları çok itici buluyorum.

A.B: Başına buyruk hareket etmek ve bunu bir hak gibi görerek kibirli olmak. Bunlar çok itici şeyler benim için.

3) İlişkiler konusunda çok şey yazılıp çiziliyor. Bunların arasında da en bilinenlerden biri de; "kaçan kovalanır" mottosu. Buna göre; erkeklere fazla yüz vermemek gerekiyor, yoksa ters tepeceği söyleniyor. Sizce de kaçan kovalanıyor mu?

S.B: Kesinlikle. Kolayca elde edilen herşeyin kolayca vazgeçilebilir olduğunu düşünüyorum.

A.B:
Kaçan kovalanır biraz maceraperest bir yaklaşım bence. Pek hoş gelmiyor bana. Ben kadını bir av olarak görmenin saygısızca olduğunu düşünüyorum. Kaçan kovanır biraz rüzgarda yaprak misali savrulan ne istediğini ve bu dünyada ki yerini bilmeyen bir zihniyetin ürünü. Evet şu zamanda kaçan kovalanıyor, ama belirli bir süre. Sonra sabırlar tükeniyor. Takke düşüyor, kel görünüyor.

4) Sevgilinizden beklediğiniz en öncelikli şeyler, ilişkinizde "olmazsa olmaz" dediğiniz şeyler nelerdir?

S.B: 3S :) Sevgi, Saygı ve Sadakat.

A.B: Saygı, alçakgönüllülük ve samimiyet.

5) Şu güne kadar sevgilinizin yaptığı hangi hareket/jest/surpriz sizi en çok etkiledi?

S.B: Nişanlımın haberim olmadan annemin annesini ve kardeşini arayarak hallerini hatırlarını sorması ve bunu annemin bana gözyaşları içinde ve gururla anlatması. Çok mutlu olmuştum :)

A.B: Bir keresinde sevgilimin ailesiyle birlikte yemek yerken, bir konuda ayrı düşmüştük. Bu da sevgilimin geleceğine yönelik kariyer planlaması ile ilgiliydi. Ben sevgilimi iyi tanıdığım için onun için uygun olanı açıkca görebildiğimi düşünüyordum. Fakat, bu konuda ailesinin görüşü farklıydı. Bu görüş farklılığını da bana açıkca ifade etmişlerdi. Ben bu durumda daha ziyade, bir köşeye itilmiş oluyordum. Fakat sevgilim, sanki "benim için senin düşündüklerin önemli" dercesine, elimi tuttu. Bu beni gerçekten çok etkilemişti.

6) Şu güne kadar sevgilinizin yaptığı hangi hareket sizi en çok üzdü/sinirlendirdi?

S.B: Saygı değer M, affınıza sığınarak bu soruyu cevaplamaktan kaçınıyorum.

A.B: Bu sorudan bağımsız ve genel bir tavsiye olarak: samimiyetsizlik, ağızdan çıkan sözün arkasında durmamak, ve bunun sebebiyet vereceği güven kaybı üzücü sonuçlar doğurabilir.

7) Emel Müftüoğlu'nın "evlenilecek kızlar, eğlenilecek kızlar" şarkısı uzun zamandan beri tartışma yaratıyor. Peki sizin kriterlerinize göre evlenilecek kız formatı nedir?

S.B: Hoşgörülü, fedakar, mutluluğa materyalist bakmayan her türlü sıkıntınızı herhangi bir güvensizlik duymadan paylaşabileceğiniz kızdır.

A.B: Evlenilecek kız formatı bana biraz bayağı geldi. Dediğim gibi, zamanlama doğru olan. Saygı, alçakgönül, ve samimiyet bunlar temiz ahlak göstergesidir. Ve sadece evlenilecek kız değil, her insan da bulunması gerekir.

8) Biliyoruz ki evli değilsiniz :) Ancak; evlilikleri ve uzun soluklu ilişkileri başarılı bir şekilde yürütebilmenin altın kuralı sizce nedir?

S.B: Maddi ve manevi herşeyi paylaşmaktır.

A.B: Saygı.

9) Çalışan kadınların yoğunluk sebebiyle eşlerine ve çocuklarına yeteri kadar vakit ayıramayacağı fikrine nasıl bakıyorsunuz? Tercihiniz çalışan, özgürlüğünü eline almış bağımsız kadın mı; yoksa size bağımlı yaşıyan, eviyle çoluğu çocuğu ile ilgilenen bir ev kadını mı ?

S.B: Aslına bakarsanız eğer kendi işinin patronu olmayan bir adamsanız, eşinizin zaten size gün içinde vakit ayırabilmesi sizin için pek bir anlam ifade etmeyecektir. Ancak çocuklara anne sevgisinin verilmesi ve çocukların anneyle birlikte daha fazla vakit geçirmesi kesinlikle psikolojileri açısından önemlidir diye düşünüyorum. Eğer bir bayan hem ekonomik bağımsızlığını eline almış hem de sosyal anlamda işten kendini soyutlayıp eşine davranışlarını dengeleyebiliyorsa, bence uyumu yakalayabilmişlerdir.

A.B: Bence bu konuda bir ayrım olmaz. Çalışmayı, işleyen demir ışıldar diye görüyorum ben. Bu da ev işidir, dışarı işdir. Farketmez. Herkes üzerine düşeni en iyi şekilde yapmakla yükümlüdür. Amaç aynı. Güzellik olsun. O yüzden bir ayrım yapmaya gitmeyeceğim.

10) Sevgiliniz ne yapsa, asla affetmezsiniz?

S.B: Sadık olmazsa.

A.B: Sadık olmazsa.

11) Ve son olarak, kadınlarınmodası okuyucularına, 14 Şubat'ta sevdiklerine ne gibi bir armağan almalarını önerirsiniz? Sizce bu özel günde erkeklere alınabilecek en uygun hediyeler nelerdir?

S.B: Şu sıralar aklımda olan 2 hediye var. 1- Saat 2- Deri Eldiven.

A.B: Ben samimi bir armağan öneriyorum. Mesela, 14 Şubat akşamı harıl harıl restoran, aktivite aramak yerine, sevgilinize kendiniz bir yemek pişirin. Sizin el emeğiniz olsun. Siz düşünün ve planlayın. Bence bu en güzel hediye.


Semih ve Ahmet Bulut'a röportaj teklifimizi kabul ettikleri ve bizlere tüm samimiyetleri ile cevap verip, değerli zamanlarını paylaştıkları için ayrıca çok teşekkür ederim.

-M