22 Ekim 2012 Pazartesi

Franz Kafka'dan Evcil Hayvan Sevgisine...

Cumartesi günü D&R'da hiç yoksa 40 dk boyunca ne okumak istiyorum acaba diye düşünürken, tesadüf eseri Franz Kafka'nın Dönüşüm kitabını elime almış bulundum. Ve arka kapağındaki şu tanıtım yazısı işte bu dedirtti bana...

"Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor. Şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni de bu. Özgür ve doğal bir yaşama duyulan özlemin ifadesi. Oysa insanlar için yaşam, insanca yaşamdır. Ama bunu anlamıyorlar. Anlamak istemiyorlar. İnsan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var… Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay. Herkes sürüye katıldığından ötürü güven içerisinde, kentlerin yollarından geçip işe, yemliklerin başına ve eğlenceye gidiyor. Tıpkı büroda olduğu gibi, sınırları iyice çizilmiş bir yaşam. Böylesi bir yaşamda mucizeler değil, yalnızca kullanma talimatları, doldurulacak başvuru formları ve kurallar var. Özgürlükten ve sorumluluktan korkuluyor. O nedenle insanlar, kendi yaptıkları parmaklıkların ardında boğulmayı yeğliyorlar."  

Evet, çok daha derin anlamları var kitabın - okuyorum, ama bir de şu açıdan bakmamızda fayda yok mu?

Her fırsatta (en azından kendi adıma konuşayım) kuşlu, köpekli, kedili, ayılı kıyafet ve aksesuarlar almaya bayılıyoruz. Çünkü aslında (evcil) hayvanların sevimli ve samimi dünyalarına özeniyoruz ve biliyoruz ki günümüz insanlarından çok daha temiz bir dünyaları var. O yüzden gerek giyim; gerekse ev ürünleri satan tüm markalar koleksiyonlarında bir çeşit hayvan teması barındırmaya mutlaka özen gösteriyorlar. Belki çok sevgi dolu tasarımcıları olduğundan, belki de bu ürünler para yapar bu sezon diye düşündüklerinden. O kadarını bilemem :)

Ancak bildiğim bir şey varsa; her zaman evcil hayvanlarla birlikte yetişmiş çocukların, büyüdüklerinde çok daha sevgi dolu ve yufka yürekli insanlar olmaları. Gün içinde anne, baba, bakıcı, anneanne veya babaanne'den göremedikleri sevgiyi, ilgiyi ve samimiyeti çok rahatlıkla aynı çatı altında yaşadıkları köpeklerinde veya kuşlarında bulabiliyorlar. Gene kendimden örnekler vererek gitmek istiyorum; ne zaman yolda yürürken pıtı pıtı sağa sola bakınıp yürüyen sevimli bir köpek görsem bir anda aklımda ne varsa uçup gidiveriyor... Ve tıpkı filmlerde olduğu gibi; görüş alanımdaki her şey bir anda donuyor. Karede bir tek yürümekten yorgun düşmüş ve dili aşağı sarkmış tatlı bir tüy yumağı kalıveriyor :) işte o anda o mutlulukla, başını bir yana eğip benden kilolarca kuru mama istese, bir koşu marketten gidip alıp gelebilirim diye geçiriyorum içimden.

İşte o yüzden, aslında evcil hayvanlar insanlığımızı unuttuğumuz zamanlarda bizlere sevgiyi, merhameti ve aynı doğal kaynakları tükettiğimiz şu dünyayı herkes ve her şey ile paylaşmamız gerektiğini hatırlatabilecek en önemli varlıklar.

Silikon Vadisi'nin en kalbur üstü yerleşim yerlerinden biri olan Los Gatos'da adım başı köpek ürünleri satan bir mağaza bulmanız çok olası. İşte bu köpek dostu kasabada ben ve arkadaşlarım Molly'nin "pazar günü" saçını yapıyoruz =)

Not: Kalp hastalarına stresi azaltmaları ve daha sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için (doktorlar tarafından) köpek almalarının önerildiğini biliyor muydunuz? Sabah, akşam yürüyüş yapmanın nesi zararlı olabilir? Veya günün stresini sizi evde sevgiyle bekleyen bir köpekten başka ne alabilir ki?

Not 2: Hiç biriniz çocuk değilsinizdir diye düşünüyorum, o yüzden kimler köpek almalı kimler almamalı nasihatlarını da bir kenara bırakıyorum.


17 Ekim 2012 Çarşamba

2012 - 2013 Sonbahar/Kış Runway

Bu kış moda için söylenebilecek tek söz; Maskülen!

Bu tarzın etkilerini rahatlıkla; Balmain, Ralph Lauren ve Chloe'nin 2012-2013 Sonbahar Kış koleksiyonlarında gözlemleyebilirsiniz.

Fazla söze bir gerek yok, işte bu koleksiyonlardan benim favorilerim ve sizin için seçtiklerim:

Balmain 2012 Fall/Winter

Balmain 2012 Fall/Winter

Balmain 2012 Fall/Winter

Chloe 2012 Fall/Winter.
Chloe her zaman pastel tonları ve soft kesimleri ile beğenilir, ama bu kombinin yakasındaki detay bile bir maskülenlik katmıyor mu?

Ralph Lauren 2012 Fall/Winter.
Altın rengi ve siyah bu sezon her yerde! Tüm iğneli, dikenli ve metal detaylı parçalarda altın rengi revaçta. 

16 Ekim 2012 Salı

Doğum Günü Partileri Geri Döndü!

Sene 1993!

Hayatımın doğum günü partisini annem bana 7. yaşıma bastığımda düzenlemişti.

Şu an yazarken bile gülmekten kendimi alıkoyamıyorum çünkü; annem ve arkadaşları doğum günüme haftalar kala çılgın parti kostümleri (öyle böyle değil, gerçekten! çılgın) dikmeye başlamışlardı. Babamın en yakın arkadaşı zorla ayı kostümü, annemin en yakın arkadaşları ise benim için tavşan ve dansçı kız kostümü (aklınıza hemen kötü şeyler gelmesin, salsa kıyafeti) giymişlerdi. Tulum şeklinde, yekpare; aslanın, tavşanın ve dansçı kızın hakkını veren parçalardı hepsi de =)

Partiden o yaşımda aklımda kalan; ilkokul ve ana okul arkadaşlarımla birlikte çılgın müziklerle (mezdeke ve türk pop müziği playlistimizle), sürekli zıplayıp durmamızdı :) Sevgili büyükbabam da her zamanki gibi kameranın başındaydı... 

Partinin bir bölümünde ise; annemin güzel arkadaşları ellerindeki keselerde bulunan çikolata, şeker, lolipop, yumiyum (zamanın bilimum şekerlemelerinden oluşan) karışımları havaya atıyor; ve bizler de sanki gökten altın yağarmış gibi havaya saçılan şekerleri toplamak için çil yavrusu gibi oradan oraya koşuşturuyorduk. İşin beni en üzen yanı ise, kendi adıma gülüşmekten, yalnızca yarım avuç şeker ve lolipop toplayabilmemdi. (Bunu da hala unutmam =)

Her neyse, sonuçta 7. yaş günümde annem bana inanılmaz bir concept parti hazırlamıştı. O yılları düşünecek olursak gerçekten, ama gerçekten çok sıradışı ve cool bir partiydi =) 

Şimdi bunları neden yazdım?

Bu Cumartesi çok yakın bir arkadaşımın doğum günü ve ona sürpriz bir parti hazırlıyorum. Ve partimin teması "Büyü ve olgunlaş ama asla çocuk ruhunu kaybetme!"

Durum böyle olunca, ben de daha çocuksu şeyler aramak ve bulmak istedim partinin concepti için. Ve bu araştırmaları yaparken de; benim gibi doğum günü partisi, diş buğdayı veya genel olarak herhangi bir kutlama yapacak olan okuyucularımla da beğendiğim fikirleri paylaşmak istedim. 

Partiyi başarıyla tamamladıktan sonra tüm detaylarıyla fotoğraflarını da sizinle paylaşacağım! Ama öncesinde; ilham verici ve yaratıcılığımızı geliştirici şu bulduklarıma bir göz atalım...

Ufak detaylar hep çok hoşuma gitmiştir. Bahçede düzenlenecek bir parti için, örtünüzün uçmasını istemiyorsanız, bu ağırlıklar neden olmasın? =)

Artık parti conceptleri o kadar gelişmiş ki; hemen hemen tüm büyük şehirlerde balon ve parti malzemesi satan mağazalar bulabilirsiniz. Uçan gaz ile şişirme işlemini de ücretsiz yapıyorlar. 

Daha ziyade sevgiliye bu tarz bir sürpriz hazırlanabilir. Birlikte çekilen en favori fotoğraflardan bir mix veya ona söylemek istediğiniz ne kadar güzel sözünüz varsa :)

Diş buğdayı partileri için, bu tarz parti kukuletaları eğlenceli görünüyor <:-) Eminim biraz uğraşarak kendiniz bile yapabilirsiniz!

Fotoğraf çerçevesi ve minik maskeler, diş buğdayı partileri için renkli bir seçim. Hem herkes için de güzel bir hatıra olarak kalacaktır bu fotoğraflar. 

Diş buğdayı pastası!

Hiç bir concept'e uygun değil evet, ama görür görmez iştahımı kabarttı. Güzel pasta yapabilen herkesin bu tarz birşey denemesini gönülden dilerim =)

Let's put our parrrty clothes on! 

Marshmallow parçalarıyla cup cake'lerinizi süsleyerek eğlenceli tasarımlar yaratabilirsiniz :)

Kuzu kafaları biraz uğraştırabilir, ama kuzu postunu marketlerde satılan hazır krem şanti sıkıcıları ile bile yapabilirsiniz!

Parti alanınız veya masanızın ne kadar ufak olduğu hiç önemli değil. Bu tarz eğlenceli detaylarla, masanızda yer kazanmanız çok kolay. 

Bunlar yalnızca sizlere ilham olsun diye seçtiklerimdi... 

Bu araştırmaları yaparken bir arkadaşımın abisinin eşinin (küçük bir aileye sahip olduğumuz için hala, kuzen, dayı ve teyzeden başka aile terimi ne yazık ki bilmiyorum :)) İstanbul'da concept partiler hazırladığı bilgisini de edindim. Firmasının adı Sanemia! Eğer büyük çaplı bir organizasyona girişecekseniz, ve İstanbul'da yaşıyorsanız kendisinden de bilgi alabilirsiniz. İnternet sitesine ve iletişim bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz. Sanem'in çok zevk sahibi partiler hazırladığını ve a'dan z'ye tüm detayları düşündüğünü, facebook sayfasından da anlayabilirsiniz =)

İletişim bilgileri;

Sanemia Boutique Affairs & Gift 
Tel: 0536 275 68 98
Sanem Öztanık Sevgili

Ancak "ben daha küçük çaplı bir şey yapacağım", "hazırlayacağım parti için sınırlı bütçem var", "kendi conceptimi kendim yaparım (yalnızca malzeme almam gerek)" diyorsanız; İstanbul içinde araştırmalarım sonucu bana en çok güven veren firma; simdipartizamani.com oldu. Ürünlerinizi buradan ister online olarak sipariş verebilir, isterseniz de mağazalarından direkt olarak alışveriş yapabilirsiniz. İstanbul dışındaki şehirlerde de hizmet veriyor, ve balonlar haricinde de bir çok farklı çeşit parti malzemesi satışı yapıyorlar. Ben de hafta içi bir gün iş çıkışında gidip göreceğim Bostancı'da ki mağazalarını. Eğer fikirlerim değişirse mutlaka sizleri de bilgilendiririm =)

Editörün Notu: Parti sonrasında, parti kıyafetimi de sizlerle seve seve paylaşacağım :)

12 Ekim 2012 Cuma

Kuşlar da Gitti

"O zamanlar her gün binlerce kuş tutulurdu Florya düzlüğünde, binlerce kuş götürülürdü İstanbula, Eyüp Camisinin, Yeni Caminin, Sultan Ahmedin, Ayasofyanın, Mihrimah Sultanın, Fatih Camisinin önüne: Azat buzat, beni cennet kapısında gözet... İnsanlar saldırırlardı kafeslere, birbirleriyle yarışırlardı bir kuş satın almak için. O zamanlar kuşçular İstanbula kuş dayandırmazlardı. Kiliselerin, havraların önünde de her gün binlerce kuş kafeslerinden, üstlerine dualar okunup salıverilir ve arkalarından, özgürlüğe kavuşmuş sevinçli kuşların, kıvançla umutla bakılırdı.

O zamanlar kuşçuluk çocuklar için bayağı karlı bir işti. O zamanlar insanlar, daha iyiydiler denemez, kim bilir, ama daha başkaydılar. Belki de kuşları daha çok seviyordular. Belki de yürekleri yufka, daha acımayla, daha sevgiyle doluydular. Belki de doğayla daha yakındılar, kim bilir... Şimdiki insanlara vız geliyor kafeslerde küçücük kuşların ölmesi. Kiliselere, havralara artık uğrayan kalmadı, pazardan pazara, o da birkaç kişi, ölümden ölüme, o da birkaç kişi. Camilerden çıkan çember sakallı, başları inadiyeli korkunç öfkeli yüzleriyle diş gıcırdatanları, bu o güzelim Süleymaniyenin güler yüzüne hiç yakışmayan asık, ölüm suratlılar mı acıyacak kafesteki küçücük kuşlara da, azat buzat eyleyecekler... Heheeey, vay anam vay! Belki Eyüpte, Eyübün fahir fıkarasında kaldı azıcık acıma... Bir de Taksimde... Taksim kentin en kalabalık yeri, o kadar kalabalığın içinden birkaç insana benzer insan çıkmaz mı birkaç kuruş vererek, şu küçücük kuşları sevinç içinde kalarak, kıvançtan dört köşe olarak salıverecek?
"Taksimden, bir de Eyüpten başka yerden umut yok."
"İnsanlık öldü mü?" dedim.
"Yok," dedi, "ölmedi, ölmedi ama, birşeyler oldu, başka bir yerlerde sıkıştı kaldı herhalde?"
"Nerede kaldı acaba?"
Mahmudun yüzü bir sevinç ışığında şakıdı. İnsanlık belki Mahmudun bu ağız dolusu gülüşünde, bu yürek dolusu sevincindedir, kim bilir, belki...
"Kuşlar da gittii" dedi Mahmut.
Sonra hiç konuşmadık. Kuşlar da gitti, kuşlarla birlikte de... Ne olacak, kuşlar da gitti."

...

"Günler yıllar geçtikçe dikenlik küçüldü, Şenlikköy, Yeşilköy, Ambarlı, Cennet Mahallesi, Telsizler, Menekşe, Florya, Basınköy kuruldu. Floryanın o güzelim menekşe dolu koyağına çirkinin çirkini beton apartmanlar yığdılar. İşte kuşlara bu küçücük yer kaldı, denizle orman, Menekşeyle Basınköy arası... Ve kuşlar her yıl gelip bu küçücük dikenliğe sığınıyorlar. Geçen yıl bu dikenliğin sahibi de burasını, parselledi, metrekaresini üç yüz, beş yüz liradan okuttu yeni zenginlere... Altına hücum gibi, arsaya hücüm başladı İstanbulda... Bir karış arsa için İstanbulun bu aç gözlü canavarları biribirlerinin gözlerini oyacak, birbirlerinin ırzlarına geçecek, biribirlerini boğazlayacak, kıtır kıtır kesecekler. Bir avuçluk arsa toprağı için. Gelecek yıl işte burada, şu bakır rengi dikenliğin yerinde için bulanmadan bakamayacağın çirkin beton apartmanlar, villalar yükselecek. Sokaklarında yalnız birbirlerine gösteriş yapmak, para para, yalnız para kazanmak için yaşayan, insanlıklarını unutmuş yaratıklar caka satacaklar. Otomobiller yüz elli, iki yüz kilometreyle Londra asfaltında insan ezerek buraya girecek... Belki kuşlar çok derin, eski bir içgüdüyle buraya, o zaman kesilmiş olacak olan şu ulu çınarın üstüne, göğüne uğrayacaklar bir an duraklayıp bir şeyler arayacak, bir şeyler anımsamaya çalışacaklar, beton yığını evlerin üstünde küme küme dolaşacak, konacak bir yer bulamayıp bir uzak keder gibi başlarını alıp çekip gidecekler.

"Dur Mahmut, dur, eyleme."

"İstanbul şehrinin bir daha falına bakmak gerektir. Son  bir kez daha..."

- Yaşar Kemal, Kuşlar Da Gitti

Editörün Notu: Belki sizin de bir kez daha falına bakmak istediğiniz bir şey, bir şehir, bir olay olabilir. Sanmıyorum ki 2. fal bakışınızda değişsin, ancak içinizde kalacağına gidin bir bakın bakalım; kuşlar da gitmiş mi gitmemiş mi.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Nişantaşı Moda Çekimi: Kuru Kafalar!

Geçtiğimiz haftasonu, Nişantaşı sokaklarını sizin için arşınladım!

Biliyorsunuz bu sonbahar kış sezonunda kuru kafalar, metal detaylı jeanler, kabaralı jean gömlekler ve dikenli metalik aksesuarlar inanılmaz moda! Durum böyle olunca çekimimizin ilk bölümünü de sizler için bu tarza sahip ürünleri araştırmaya ayırdık. Artık dükkan dükkan gezme zahmetini kendi üzerimize alıp, en beğendiğimiz ürünleri farklı birçok mağazada araştırıp, vitrinleri ayağınıza getiriyoruz!

İlk durağımız Teşvikiye Camii'sinin hemen karşısında yer alan BSL (Be Street Lady) butiği. Uygun fiyata, sezonun trendlerini arıyorsanız burası kesinlikle doğru adres olacaktır. 

Dükkanın girişi de, kendi conceptini anlatmaya yetiyor aslında :)

Buradaki favorim arka ceplerinde metal detayları olan aşağıdaki skinny jean! Hafif taşlamaları ve diz kısımlarında da da enine yırtıklar vardı.

Ürün Be Street Lady Butik'de satılıyor. Fiyatı: 69.90 TL

Gezerken yalnızca vitrinleri değil, sokak modasını da vurgu yapmak istedim. Markasını bilmiyoruzm ancak, telefonla konuşan bayanın gözlüklerini görür görmez, "işte bu" dedim ve anında fotoğrafladım!

Siz nasıl buldunuz?

Nişantaşı Atiye sokakta bir cafe.

Be Street Lady'den sonra hafif yollu birşeyler atıştırıp civardaki birkaç özgün butiği daha gezdim. Ancak sizi tonlarca fotoğrafa boğmak yerine, seçici davranmak istediğim için her ürünü buraya koymadım. O yüzden fotoğraf albümümüze V2K Designers ile devam etmek istiyorum.

Burada 2 favorim vardı ki; ikisi de tam bir master piece!

Seçici V2K müşterileri iş başında :) Gerçekten ince eleyip sık dokuyorlar.

Kuru kafa detayı olmasa da, bu parça hem bir klasik. Hem de biraz asi! Ürün V2K'de satılıyor.

İnce topuklar tabii ki tüm zamanların favorisi, ancak bu kış botların topukları olabildiğine kalın ve biraz da kaba. Amaç zaten asi olmak değil mi?

Botun, örümcek ağı detaylarına bayıldım! Ürün V2K'de satılıyor.

Son durağımız ise (moda çekimimizin son durağı değil, yalnızca kuru kafalar ve metal detayları conceptindeki son durağımız) Alexander McQueen!

Herşeyden önce, alışveriş yaparken kendimi rahat hissetmeyi çok seven biriyimdir. Samimiyetsiz moda danışmanları ve satıcılarından gerçekten de hiç haz etmiyorum. Ve özellikle de girdiğim mağazanın sıcaklığı, orada kendimi özgür hissedebilmem, "gerçekten bunu istiyor muyum?" diye sorabilmem ve sorduğumda da kendime samimi bir cevap verebilmem çok önemli.

Öyle mağazalar oluyor ki, bazen bir anlık "gazla" abuk sabuk birşey alıyorum ve daha sonra "buradan aldığım ...'ı da hiç giymedim" diyip, bir daha o mağazaya adımımı atmıyorum. Sizde de aynı şey oluyor mu bilmem, ama Alexander McQueen'in sıcak kanlı mağaza çalışanlarına buradan her şeyden önce teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Kesinlikle alışveriş deneyiminizi destekleyen ve size gönülden yardımcı olmak isteyen çalışanlara sahip Alexander McQueen'in Nişantaşı şubesi.

Favori kuru kafalı clutch'ım ve taşlı kuru kafa detayları olan stiletto modelim! Ürünler Alexander McQueen'de satılıyor.

Evet biliyorum, clutch çok güzel, Fiyatı: $2.045 :)

Ürün Alexander McQueen'de satılıyor.

Nişantaşı moda çekimimizden, bir çok farklı concept'te ürünler çıktı ortaya =) O yüzden her bir tarzı sindire sindire, ayrı ayrı sizinle paylaşmak istiyorum!

Diğer beğendiğimiz ürünler, stiller, saç modelleri ve makyaj önerileri için facebook sayfamızı da buradan ziyaret edebilirsiniz. Facebook sayfamızda yalnızca moda üzerine paylaşım yaptığımızı da hatırlatmak isterim :)

Aldığınız her ürünü iyi günlerde kullanmanız dileklerimle, sevgiler!