Bundan 4-5 yıl kadar önce bir arkadaşımla konuşurken
hayallerimi anlatıyordum…
Evlenip, İzmir’de Göztepe sahilde oturmak…
Cuma geldiğinde atlayıp yazlığa gitmek ve arkadaşlarla
mangal yakıp, hafta sonunu orada geçirmek…
“Ee başka?” demişti.
Ben de “bu kadar işte” demiştim…
Şaşırmıştı… Çünkü gerçekten de hepsi bu kadardı.
Aslında tek istediğim ve hayalini kurduğum hayat buydu…
Hiç unutmam, “ne kadar basit ve küçük hayallerin var böyle” demişti. Ben de sanki daha çok istemem,
daha büyük hayaller kurmam gerekiyor gibi hissetmiştim...
Ufak da olsa bir suçluluk duygusuna kapılıp “Yeni hayaller,
daha büyük hayaller kuracağım öyleyse” demiştim…
Tabi o zamanlar daha ufaktım J
Ne dense yapıyordum.
Hiç bir şey bilmediğim, sağdan sola koşturduğum bir
dönemimdi. Daha işe yeni başlamıştım ve tek başına yaşamaya, tek başına ayakta
durmaya yeni yeni alışıyordum. Daha doğrusu alışmaya çalışıyordum.
Tamam dedim, daha büyük hayaller kuracağım, daha fazla
isteyeceğim, daha başarılı olacağım, daha çok çalışacağım, hatta yurt dışında
çalışacağım/yaşayacağım... Sonra başka başka şeyler düşünmeye, kendim olmayan
hayaller kurmaya başladım.
Ama baktım ki olmuyor...
Bu ben değilim ki… Ben yurt dışında yaşamakla, daha havalı
bir ünvanla, daha güzel bir eve sahip olmakla, çok güzel bir arabaya binmekle
mutlu olacak bir insan değilim. Herkesin kurduğu, dışarıdan dayatılan hayalleri
kurmak zorunda da değilim. Neysem oyum ben. Evet, daha basit hayallerim var
benim. Ama daha basitler diye; daha sığ, daha küçük, daha değersiz değiller.
Gerçekten ne istediğimi bildiğim ve istediğim hayatı yaşadığım hayallerim var
benim…
Daha doğrusu vardı.
Çünkü bu sabah kendi kendime düşünürken fark ettim ki; şimdi
hepsi gerçek oldu…
Tam 1 ay sonra; bana her baktığında gözlerinin içi gülen,
kalbindeki sevgiyi sonuna kadar hissettiğim ve 8 yıldır birbirimizi tanımamıza
ve birlikte olmamıza rağmen; beni her gördüğünde ilk günkü heyecanıyla sımsıkı
sarılan bir adamla evleniyorum. Göztepe sahilde olmasa da, tüm Göztepe’yi gören
hayallerimden de güzel bir evde oturuyorum. Henüz yaz gelmedi ama hafta
sonlarımızı kah Çeşme’de kah Yoncaköy’de geçireceğimizi; Cuma akşamından
mangalı hazır edip tüm sevdiğimiz arkadaşlarımızı ağırladığımız, kalabalık
sofralar kuracağımızı biliyorum…
İşte tek tek tüm hayallerim gerçek oluyor... Ve ben
gerçekten “kendi” hayallerimi kurduğum için, gerçekten istediğim şeyleri
yaptığım için kazanıyorum.
Şimdi koşturmaktan bir şey düşünemiyorum, ama tüm bu
telaşeler bittiğinde; biliyorum ki aklım da, kalbim de, yeni yeni hayaller
kurmaya ve gerçekleştirmeye devam edecek. J